Monday, May 4, 2009

Yanıtla



COK SEVGILI GULUM,

YAZINIZ BENI COK DUYGULANDIRDI..
SENELER BOYUNCA EN YAKININDA SIZIN OLMANIZ BENI HEP HUZURLU EDERDI..
BILIRDIM KI ONA BIR BABAYA OLAN SEVGI ILE BAKAR 
NEFES ALISINI BILE KONTROL EDERDINIZ..
O UZULUNCE ,UZULUR,O SEVININCE SIZIN DE GOZLERINIZIN ICI GULERDI..
SIZI EVDE DE, COK ANARDIK ,ZEKA VE KISILIGINIZE HAYRAN OLDUGUNU SOYLERDI BABACIM...
SIZ VE TUM ORENBAYANLILARI CANI GIBI SEVER ,BILHASSA HEPINIZLE GURUR DUYARDI..
ONU BU KADAR SEFKATLE ANMANIZ KALBIMI OYLE ISITIYOR KI............
NE MUTLU BANA KI ,BOYLE BIR BABANIN EVLADIYIM..

YAAAA
 GULUM, SIMDI ONSUZ OLMAK COK COK ZOR !!!!!!!!!!!!!!!!!
!!!!!!!!!!!!!!

AGLASAM KIZAR :SANA AGLAMAK YAKISMAZ GURURLU KIZIM DERDI>>>>
COK GULSEM: CIDDI OL AKILLI KIZIM DERDI>>>>>>>
PEKI BEN, SIMDI NE YAPSAM.....??????
ICIM ACIYOR<<<<<<<<<<<
SIZI BEN DE COK SEVIYORUM SEVGILI GUL 
SEVGILER,SAYGILAR
LEYLA



   Koca Çınar Tonton Patronum Yürekli ve Şık insan 

Sevgili Leyla Hanım
 
 
Bu yazıyı yazarken çok düşündüm.Çünkü acınız henüz çok taze dünyada en sevdiğiniz değerli
insanı babanızı kaybettiniz ama şunu bilinki gerçi çok da iyi biliyorsunuz oda sizi çok ama çok seviyordu.
Şirkette siz onu aradığınız zaman gözlerinin içi gülerdi.Bir gün nişantaşında çalışırken bay Dana keşke Leyla abla
erkek evladınız Metin beyde kız evladınız olsaydı dedim.Bana hüzünlü bir ses tonuyla bende bazen aklımdan geçirmiyor değilim dedi sonrada gülümsedi
Ben o acı haberi Lazar beyden duyunca içim sızladı inanamadım. Daha iki gün önce telefonda konuşmuştuk.Çok ama çok üzüldüm.
Bay Dana benim için çok disiplinli,çok otoriter kendine çok güvenen bir patron ama bir okadarda yufka yürekli insancıl ve hak yemeyen bir
patrondu. Onu hep arkamda gizli bir koruyucum olarak görürdüm. Beni hep korur ve kollardı.Bana çok ama çok emeği geçti.
Lazar Bey'in yanına işe girdikten sonra haftada birkere arar sohpet ederdik .Bana hep çalış işten çıkma evde oturmak çok zormuş derdi
Sizden bahsederdi ona bilgisayar kullanmasını öğretiğinizi söylemişti çok mutluydu.İnternete girip paris ve Amerikadaki oteller bakıyormuş.
Sevgili Leyla Hanım geçekyen babanız benim için çok değerliydi.Onu hiç unutmayacağım cennette nur içinde yatsın bütün melekler onla olsun
sizleri çok seviyorun benim için çok önemlisiniz hepinizin tekrar başı sağ olsun.
 
 
 
sevgilerimle
 
 
GÜL Boyraz
 

Tuesday, April 28, 2009

Cleavland`dan mektup

 
Moiz Bey'i her zaman hayat dolu, neseli, durust, hosgorulu mukemmel bir insan olarak hatirlayacagim. Yillar icinde kisacik zaman dilimlerindede olsa Moiz Bey'i her gordugumde ondan cok sey ogrendim. Hayati dolu dolu ve kaliteli yasamanin hazzi yuzunden, konusmasindan yansiyordu. Lieberman'in ameliyatindan taburcu olduktan sonra klup katindaki asansorden cikar cikmaz yaptiginiz tangoyu unutmayacagim. Moiz Bey sizlere verdigi sevgi ve tecrube mirasiyla yasamaya devam ediyor. Unutmayin o su an bizden daha iyi bir yerde.

Ahmet Aksakal
 
Posted by Picasa
 
Posted by Picasa

Tuesday, April 21, 2009

Milliyet gazetesi 13-4-2009

Ölüm havada yakaladı.

Ören Bayan’ın eski patronu Moiz Dana, kontrol için ABD’ye giderken uçak Atlas Okyanusu üzerindeyken kalp krizi geçirip hayatını kaybetti. Pilot havada Moiz Dana’nın eşini arayıp, geri dönebileceklerini söyledi ancak, aile yolcuları mağdur etmemek için bunu kabul etmedi ve uçak New York’a indi. İş adamının cenazesi sabah saatlerinde Türkiye'ye getirildi.


Türkiye'nin ilk nakış ve dantel ipliği markalarından Ören Bayan’ın 83 yaşındaki eski patronu Moiz Dana, İstanbul’dan New York’a giden uçakta inişe 4.5 saat kala kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.

Kalp hastası olan ve New York’a oğlu Metin Dana ile birlikte, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın da ameliyat olduğu Clevelend Clinic’e kontrol planıyla giden Moiz Dana, uçakta bulunan bir kardiyoloğun müdahalesine rağmen kurtarılamadı.

Uçağın pilotu kokpitten Moiz Dana’nın eşini arayarak, Atlas Okyanusu üzerinde olduklarını, İstanbul’a geri dönebileceklerini söyledi. Moiz Dana’nın ailesi yolcuları mağdur etmemek için bu öneriyi kabul etmedi.

Pilotun, merhumu uçağın ön koltuklarının bulunduğu bölümde yere yatırtıp, üzerini beyaz örtüyle örttüğü, bu koltuklarda oturan yolcuların arka sıralara kaydırıldığı belirtildi. Diğer yolcuların, uçuşun son 4.5 saatini endişeyle geçirdikleri ifade edildi.

CENAZESİ TÜRKİYE’YE GETİRİLDİ
İş adamı Moiz Dana’nın sabah saatlerinde cenazesi Türkiye’ye getirildi.
THY ait uçakla New York’tan getirilen Türkiye’nin ilk nakış ve dantel ipliği markalarından "Ören Bayan"ın eski sahibi Moiz Dana’nın cenazesi, Atatürk Havalimanı’nda yakınları tarafından alındı.
Cenazenin, yarın yapılacak dini törenin ardından İstanbul’da toprağa verileceği öğrenildi.

BORÇ HARÇLA İŞE GİRDİ
Türkiye’nin hem dantel-nakış ipliğinde hem de örgü ipliğinde en büyük pazar payına sahip ve en bilinen markası Ören Bayan’ın eski patronu Moiz Dana, 1960’larda Sultanhamam’da maaşlı bir çalışan olarak hayatını kazanıyordu.

1968’de İstanbullu bir Rum’un sahip olduğu Ören Bayan’ı yakın dostu Jak Karako ile birlikte borç harç satın aldılar. O günlerde 200 metrekare büyüklüğünde bir atölyeye sahip olan Ören Bayan’ı iki ortak 10-15 yılda, biri 15 bin metrekare öbürü 10 bin metrekare kapalı alana sahip iki fabrikada üretim yapan dev bir şirket haline getirdiler.

1980’deki darbenin ardından cezaevine girenler ile evine kapanan insanların dantel ve el örgüsüne yönelmesi, iplik satışlarını artırıcı bir etki yaptı. 1985’te Ören Bayan, Türkan Şoray’ın oynadığı reklam filmleriyle hem bilinirliğini hem de pazar payını artırdı. Hálá Türkiye’nin en büyük ve en bilinen iplik markası olma özelliğini koruyor. 1980’lerde el örgü ipliklerine giren marka, bu kategoride de liderliğini sürdürüyor.

1990’larda Moiz Dana ve Jak Karako işleri oğulları İzzet Karako ve Metin Dana’ya devretti. Sultanhamam’da oğul Dana ve Karako 1000 metrekare büyüklüğünde, 4 katlı bir mağaza açarak, büyük sükse yapmıştı. 1994’te ilk krizi, 2001’de ikinci krizi yaşayan Ören Bayan’ı, 2000’lerin başında en büyük rakibi Altın Başak markasının sahibi Diktaş İplik satın aldı. Ören Bayan yeni sahipleriyle büyümeyi sürdürürken, İzzet Karako ve Metin Dana babalarından kalan dostluk ve iş ortaklığını inşaat sektörüne taşıdı. Diktaş İplik Pazarlama Müdürü İmdat Özcan, Moiz Dana’nın çok kıymetli bir insan ve girişimci olduğunu belirterek, "Ören Bayan’ı Ören Bayan yapan onlardır. Biz onlardan çok kıymetli bir marka aldık" dedi.

Hürriyet gazetesi 15-04-2009

İSTANBUL’dan New York’a giderken bindiği uçakta kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden iplikçiler kralı olarak bilinen Ören Bayan’ın eski sahibi Moiz Dana, dün İstanbul’da toprağa verildi. Ulus Aşkenaz Musevi Mezarlığı’nda düzenlenen törene Moiz Dana’nın eşi Esti Dana ve oğlu Metin Dana, Türkiye Musevi Cemaati Onursal Başkanı Bensiyon Pinto ile Dana ailesinin yakınları ve dostları katıldı. Moiz Dana’nın cenazesi, mezarlıktaki sinagogta düzenlenen törenin ardından aile kabristanına defnedildi. Moiz Dana için pazar günü de Ortaköy’deki sinegogta anma töreni yapılacak.

Hürriyet gazetesi 14-04-2009


İstanbul’dan New York’a giden uçakta kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden Ören Bayan’ın eski patronu Moiz Dana’nın oğlu Metin Dana, "Babam koltukta yığıldı. Uçaktaki doktor ’Ne yazık ki kaybettik’ deyince öyle kalakaldık. Okyanusun ortasında. Beş saat ablamla babamın cenazesini seyrederek New York’a vardık. Onu öyle battaniyelere sarılı yerde yatarken görmek büyük acıydı" dedi.

ÖREN Bayan’ın eski sahibi Moiz Dana, cumartesi günü İstanbul’dan New York’a giden uçakta, kendisini çocuk yaşta yetim bırakan ailedeki illete, kalp krizine yenilerek, vefat etti. Moiz Dana’nın oğlu Metin Dana, uçakta yaşadıklarını ağlayarak Hürriyet’e anlattı. Metin Dana, babasının ilk kez 27 yıl önce kalp krizi geçirdiğini belirterek, "İstanbul’daki tedavisinin ardından Cleveland’i duymuş. Oraya gitmek istedi. O dönemler Türkiye’de olanaklar çok kısıtlıydı. Gittik; anjiyo ve by-pass yapıldı. Sonra belli aralıklarla Cleveland’de hep kontrole gittik" dedi.

Unakıtan senin doktorda

Son zamanlarda Moiz Dana’nın yine kötüleştiğini ve Cleveland’a gitmek istediğini anlatan oğlu Metin Dana, sözlerini şöyle sürdürdü: "Annem yaşlı bir hanım. Artık yollara dayanamıyor. ’Ablan ve sen babanla gidin’ dedi. Her şeyi hazırladık. Cleveland’dakilerle yıllardır gidip gelmekten ahbap, dost olduk. Bu yolculuğa çıkmadan ’Bak Bakan Unakıtan senin doktora gitti’ diye şakalaştık."

Koltuğa yığıldı, kalkamadı

Babası kalp hastası olmasına rağmen uçaktaki ani ölümünün şok etkisi yarattığını belirten Metin Dana, "Babam tuvalete gitti. Geldi ve sadece ’Kötüyüm’ dedi. Ben yerimden fırladım. O benim yerime oturdu. Oturduğu yere yığıldı. Hostesler geldi. Kaliforniya’da çalışan Türk bir kardiyolog varmış. Müdahale etti. Yere yatırdılar. Doktor ’Ne yazık ki kaybettik’ dedi. Öyle kalakaldık uçakta. Okyanusun ortasında" diye konuştu.

Battaniyeye sarılı baba

Metin Dana, ablasıyla birlikte çok acayip, çok acı bir şey yaşadıklarını söyleyerek şunları anlattı: "Uçağın ön kısmına aldılar. Emekli bir hemşire gelip ayakkabılarını çıkarttı. Battaniyeye sarıp, yere yatırdılar. O battaniyeye sarılı yerde yatan adam, benim babam. Bir metre önümüzde yerde yatan babamı izleyerek 5 saat yolculuk yaptık. Çok acıydı. Herkes ölüyor ama o odada durmazsınız. Çıkar arada nefes alırsınız. Baban yani... Ölmüş! Yerde yatıyor. Çok manevi acılar çekerek New York’a indik. Pilot istersek uçağı indirebileceğini söylemişti. Nereye ineceğimizi sordum. İzlanda’da bir yeri söyledi. O kadar yolcuyu mağdur etmemek adına, devam edelim dedik. Biz büyük ıstırap çektik ama diğer yolcular da çok huzursuz oldu. New York’tan hemen döneriz sanmıştık ama pazartesi dönebildik."

Konsolosluğun ilgisini görse Türklüğüyle yine gurur duyardı

MOİZ Dana’nın kızı Leyla Acıman, "New York Konsolosluğu bize çok yardımcı oldu, inanılmaz bir insanlık gösterdiler. Babam görsün isterdim. Eminim çok gurur duyardı. Babam müthiş bir vatanseverdi. Her zaman Türk olmaktan gurur duyardı. Bir Türk vatandaşının yurtdışında böyle acı bir olay sırasında katiyen mağdur bırakılmadığını görse gurur duyardı. Herkese çok teşekkür ediyorum" dedi. Oğul Metin Dana ise, İspanya’dan göç eden atalarının İstanbul’a 500 yıl kadar önce yerleştiğini belirtirken, "Biz asırlardır hayata gözlerimizi burada açıyoruz, burada kapatıyoruz. Türküz işte! Türkiyeliyiz. Babam da bununla gurur duyardı" diye konuştu.

Gizlice yardımlar yapardı

METİN Dana, babasının çok sıkı bir Fenerbahçeli olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: "Çok çalışkan, azimli, hep modern, ileriyi gören bir adamdı. Her zaman ilkleri yapmıştır. Çok sevilirdi, dürüsttü. Simitçiyle de bakanla da konuşurdu. Alçak gönüllü, sevecen bir insandı. Gizlice yardımlar, bağışlar yapar, bizden bile saklardı. Sonra insanlar teşekküre gelince öğrenirdik yardımlarını."

Ören Bayan bebeğiydi satışına çok üzülmüştü

MOİZ Dana, çocuk yaşta babasını kaybedip yetim kalmış, hep çalışarak ayakta kalmaya çalışmış. Sultanhamam esnafının arasında pişen Moiz Dana, Sultanhamam’da bir dükkanda çalışırken küçük bir yer açmayı başarmış. Can dostu Jak Karako ve bir kaç ortakla birlikte Ören Bayan’ı borç harç satın almış. O günlerde 200 metrekare büyüklüğünde bir atölyeye sahip olan Ören Bayan’ı Türkiye’nin alanında en büyük ve en bilinen şirketi haline getirmişler. Oğlu Metin Dana, Ören Bayan’ın 2000’lerin başında satılmasına babasının çok üzüldüğünü belirterek, "Onun bebeği, çocuğu gibiydi. Ama yaşlanmıştı. Satış kararı çıktı. Rakibimiz Altın Başak satın aldı. Onlar da çok değerli insanlar. Babam geçen yıl hastanede, Altın Başak’ın sahilerinden biriyle karşılaştı. Kucaklaşıp, dostluk gösterdiler birbirlerine" dedi.

Bugün toprağa veriliyor

83 yaşındaki Moiz Dana’nın cenazesi THY’nin tarifeli seferiyle dün 09.50’de New York’tan İstanbul’a getirildi. THY Kargo Terminali’nden cenazeyi, Moiz Dana’nın kardeşi Mişon Dana teslim aldı. Moiz Dana, bugün saat 13.00’de Arnavutköy Eşkenaz Musevi Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

ABD’deki doktoru ağladı

MOİZ Dana’nın kızı Leyla Acıman, "Babam dünyada ilk by-pass yapılan insanlardan biri. Hep ilklerin adamıydı. İlk kriz 27 yıl önce oldu. 27 yıldır babam bize bir hediyeydi aslında. Cleveland’da herkes babamı tanırdı. Oranın maskotu olmuştu adeta. Öldüğünü duyunca oradaki doktoru bile ağlamış" dedi.

Hürriyet gazetesi 13-04-2009


Ören Bayan’ın eski patronu Moiz Dana, kontrol için ABD’ye giderken uçak Atlas Okyanusu üzerindeyken kalp krizi geçirip hayatını kaybetti. Pilot havada Moiz Dana’nın eşini arayıp, geri dönebileceklerini söyledi ancak, aile yolcuları mağdur etmemek için bunu kabul etmedi ve uçak New York’a indi.

TÜRKİYE’nin ilk nakış ve dantel ipliği markalarından Ören Bayan’ın 83 yaşındaki eski patronu Moiz Dana, İstanbul’dan New York’a giden uçakta inişe 4.5 saat kala kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Kalp hastası olan ve New York’a oğlu Metin Dana ile birlikte, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın da ameliyat olduğu Clevelend Clinic’e kontrol planıyla giden Moiz Dana, uçakta bulunan bir kardiyoloğun müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Uçağın pilotu kokpitten Moiz Dana’nın eşini arayarak, Atlas Okyanusu üzerinde olduklarını, İstanbul’a geri dönebileceklerini söyledi. Moiz Dana’nın ailesi yolcuları mağdur etmemek için bu öneriyi kabul etmedi.

Bayan Bağış devrede

Pilotun, merhumu uçağın ön koltuklarının bulunduğu bölümde yere yatırtıp, üzerini beyaz örtüyle örttüğü, bu koltuklarda oturan yolcuların arka sıralara kaydırıldığı belirtildi. Diğer yolcuların, uçuşun son 4.5 saatini endişeyle geçirdikleri ifade edildi. Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın Astoria’da Vakko mağazası işleten eşi Beyhan Bağış’a ulaşan Dana Ailesi’nin, New York’ta otopsi yapılmaması için ricada bulunduğu, Bağış’ın konsolosluğunu arayarak New York’taki havalimanına başkonsolos yardımcısı, 2 konsolos ve New York Din Ateşesinin gönderilmesini sağladığı bildirildi. Naaşın, pazartesi günü (bugün) Türkiye’ye gelmesi, cenaze töreninin salı günü yapılması bekleniyor.


Borç harçla işe girdi

Türkiye’nin hem dantel-nakış ipliğinde hem de örgü ipliğinde en büyük pazar payına sahip ve en bilinen markası Ören Bayan’ın eski patronu Moiz Dana’nın ilginç yaşam hikayesi şöyle:

Moiz Dana, 1960’larda Sultanhamam’da maaşlı bir çalışan olarak hayatını kazanıyordu. 1968’de İstanbullu bir Rum’un sahip olduğu Ören Bayan’ı yakın dostu Jak Karako ile birlikte borç harç satın aldılar. O günlerde 200 metrekare büyüklüğünde bir atölyeye sahip olan Ören Bayan’ı iki ortak 10-15 yılda, biri 15 bin metrekare öbürü 10 bin metrekare kapalı alana sahip iki fabrikada üretim yapan dev bir şirket haline getirdiler.

Darbe örgüyü artırdı

1980’deki darbenin ardından cezaevine girenler ile evine kapanan insanların dantel ve el örgüsüne yönelmesi, iplik satışlarını artırıcı bir etki yaptı. 1985’te Ören Bayan, Türkan Şoray’ın oynadığı reklam filmleriyle hem bilinirliğini hem de pazar payını artırdı. Hálá Türkiye’nin en büyük ve en bilinen iplik markası olma özelliğini koruyor. 1980’lerde el örgü ipliklerine giren marka, bu kategoride de liderliğini sürdürüyor.

İkinci krizde toparlanamadı

1990’larda Moiz Dana ve Jak Karako işleri oğulları İzzet Karako ve Metin Dana’ya devretti. Sultanhamam’da oğul Dana ve Karako 1000 metrekare büyüklüğünde, 4 katlı bir mağaza açarak, büyük sükse yapmıştı. 1994’te ilk krizi, 2001’de ikinci krizi yaşayan Ören Bayan’ı, 2000’lerin başında en büyük rakibi Altın Başak markasının sahibi Diktaş İplik satın aldı. Ören Bayan yeni sahipleriyle büyümeyi sürdürürken, İzzet Karako ve Metin Dana babalarından kalan dostluk ve iş ortaklığını inşaat sektörüne taşıdı. Diktaş İplik Pazarlama Müdürü İmdat Özcan, Moiz Dana’nın çok kıymetli bir insan ve girişimci olduğunu belirterek, "Ören Bayan’ı Ören Bayan yapan onlardır. Biz onlardan çok kıymetli bir marka aldık" dedi.

Havacılıkta ölüm varsa kaptanın yetkisi geniş

HAVACILIKLA ilgili kanun ve düzenlemeler, eğer uçakta bir yolcu hayatını kaybetmişse pilota geniş yetki veriyor. Havacılık uzmanları şu bilgileri verdi: "Uçağı geri döndürmek veya en yakın alana inmek kaptanın kontrolündedir. Pilot, uçağı Türkiye’ye geri döndürmeyi bir zerafet olarak söylemiş olabilir. Ölüm anında yapılabilecek şeylerle ilgili kaptanın yetkisi çok. En yakın alana inip cenazeyi bırakıp, kendi gideceği havalimanına yönelebilir. Ölümle ilgili kararı vermek zordur. Hasta öldü zannedilebilir ama yaşıyor olabilir. Fakat bu olayda uçakta kardiyolog bulunması bu kararı kolaylaştırmıştır. Uçaktaki diğer yolcular da bir cenaze ile birlikte seyahatlerini sürdürmekten rahatsız olabilirler. En doğru kararı kaptan verir."

Türkan Şoray’la reklam yaptı, hafızalardan hiç silinmedi

ÖREN Bayan’ı yakın dostu Jak Karako ile birlikte 1968’de satın alan Moiz Dana, reklam ve tanıtıma büyük önem vererek, yenilikçi yaklaşımlarla pek çok rakibine fark atmış. Ören Bayan, 1985’te ’Türk sinemasının sultanı’ olarak anılan Türkan Şoray’ı reklam filmlerinde oynatmıştı. Türkan Şoray’ın önünde Ören Bayan dantel iplikleriyle poz verdiği afişler tüm Türkiye’ye yayılmış. Türkan Şoray ile hafızalarda önemli bir yer edinen Ören Bayan’ın logosu ise bir fenomen kabul ediliyor. Ören Bayan logosuyla ilgili internet ortamında çok sayıda karikatür ve resimler bulunuyor.

Markiz Adaları, Meksika ve Avustralya’da bile satılıyor

ŞU anda dantel ve el örgü ipliklerinde aylık 200 ton üretim ve satış kapasitesine sahip olan Ören Bayan, Türkiye’de pazar lideri olmanın yanında Arnavutluk, Suriye, Makedonya, Bosna-Hersek, Kosova, Azerbeycan gibi ülkelerde kendi yerel markası sanılacak kadar benimsenmiş. Ören Bayan, Markiz Adaları’ndan Meksika’ya, Güney Kore’den Avustralya’ya kadar 50 kadar ülkede satılıyor. Ören Bayan’a sahip olan Diktaş İplik’in Pazarlama Müdürü İmdat Özcan, Paris ve Moskova’da 2 ayrı pazarlama şirketi kurarak yurtdışına da ağırlık verdiklerini söyledi. Ören Bayan’ın yıllık 10 milyon doları aşan bir ihracat rakamı var.

Cenazesi Türkiye'ye getirildi

İstanbul-New York seferini yapan THY uçağında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden iş adamı Moiz Dana'nın cenazesi Türkiye'ye getirildi.

THY ait uçakla New York'tan getirilen Türkiye'nin ilk nakış ve dantel ipliği markalarından “Ören Bayan”ın eski sahibi Moiz Dana'nın cenazesi, Atatürk Havalimanı'nda yakınları tarafından alındı.

Cenazenin, yarın yapılacak dini törenin ardından İstanbul'da toprağa verileceği öğrenildi.